kısıtlama

kısıtlama
is.
1) Kısıtlamak işi

Öteden beri kısıtlamalarla iç içe yaşamaya alıştığımızdan bunu da anlayışla kabul ediyoruz.

- T. Uyar
2) huk. Kısıt
Birleşik Sözler

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем сделать НИР

Look at other dictionaries:

  • bilakayduşart — zf., esk., Ar. bilāḳayd + şart Kayıtsız ve şartsız olarak, herhangi bir kısıtlama olmaksızın Hâkimiyet, bilakayduşart milletindir. Atatürk …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • egemen — sf. 1) Yönetimini hiçbir kısıtlama veya denetime bağlı olmaksızın sürdüren, bağımlı olmayan, hükümran, hâkim Egemen devlet. 2) mec. Sözünü geçiren, üstünlük kazanan …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kısıt — is., huk. 1) Kişinin yurttaşlık haklarını kullanma yetkisinin yargı kuruluşları tarafından kaldırılması 2) Bunama, mahkûm olma vb. nedenlerden dolayı kanunun, bir kimsenin malını, parasını istediği gibi kullanmasına ve harcamasına engel olması,… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kısıtlanmak — nsz Kısıtlama işi yapılmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kısıtlayış — is. Kısıtlama işi veya biçimi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • limitsiz — sf. Sınırsız, herhangi bir kısıtlama olmaksızın …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • para kısıtlayıcı — is. Para kısıtlama işlemini yapan kimse …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • takyit — is., di, esk., Ar. taḳyīd Bağlı kılma, kısıtlama, kayıtlama Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller takyit etmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kısıt — Bunama, mahkum olma vb. sebeplerden dolayı kanunun, bir kimsenin malını, parasını istediği gibi kullanmasına ve harcamasına engel olması, kısıtlılık, kısıtlama, hacir altına almak …   Hukuk Sözlüğü

  • takyit — sınırlama; kayıtlama; şarta bağlama; kısıtlama …   Hukuk Sözlüğü

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”