kısıt

kısıt
is., huk.
1) Kişinin yurttaşlık haklarını kullanma yetkisinin yargı kuruluşları tarafından kaldırılması
2) Bunama, mahkûm olma vb. nedenlerden dolayı kanunun, bir kimsenin malını, parasını istediği gibi kullanmasına ve harcamasına engel olması, kısıtlılık, kısıtlama, hacir
Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужна курсовая?

Look at other dictionaries:

  • kısıt — Bunama, mahkum olma vb. sebeplerden dolayı kanunun, bir kimsenin malını, parasını istediği gibi kullanmasına ve harcamasına engel olması, kısıtlılık, kısıtlama, hacir altına almak …   Hukuk Sözlüğü

  • kısıt altına almak — huk. kısıtlamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • hacir — kısıt , kısıtlı , hicret eden …   Hukuk Sözlüğü

  • hacir — is., cri, huk., esk., Ar. ḥacr Kısıt Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller hacir altına almak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kısıtlama — is. 1) Kısıtlamak işi Öteden beri kısıtlamalarla iç içe yaşamaya alıştığımızdan bunu da anlayışla kabul ediyoruz. T. Uyar 2) huk. Kısıt Birleşik Sözler hak kısıtlaması para kısıtlaması …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kısıtlamak — i 1) Önceden verilmiş olan hak ve hürriyetlerin sınırlarını daraltmak, tahdit etmek Hükûmet dış gezileri kısıtladı. 2) mec. Sınırlamak, daraltmak 3) huk. Birini yasal yoldan mallarını kullanmaktan yoksun bırakmak, kısıt altına almak, hacir altına …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kısıtlayıcı — is. 1) Kısıtlayan, kısıt altına alan kimse 2) mec. Sınırlayan, daraltan şey Birleşik Sözler para kısıtlayıcı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kısıtlı — sf., huk. 1) Kısıtlanmış, kısıt altına alınmış, mahcur En az ilkokul mezunu olmayanlar, kısıtlılar... milletvekili seçilemezler. Anayasa 2) Sınırlanmış …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kısıtlılık — is., ğı 1) Kısıtlı olma durumu 2) huk. Kısıt …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”