kıvranmak

kıvranmak
nsz
1) Ağrı, sancı gibi bedensel veya korku, heyecan gibi ruhsal nedenlerle vücut eğilip bükülmek

Hasta, yorganın altında biraz kıvranarak devam etti.

- P. Safa
2) mec. Acı çekmek, üzülmek

Yıllardan beri düşmanların eline düşmüş olan bu kıymetli vatanın sönmez matemlerini tutar, elemler içinde kıvranmaktan acı bir haz duyarım.

- Ö. Seyfettin
3) mec. Bir şeye çok gereksinim duymak

Su, su diye kıvrandı.


Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем написать курсовую

Look at other dictionaries:

  • kıvrım kıvrım kıvranmak — 1) çok acı çekerek kıvranmak 2) yalvarma, sıkıntı vb. bir sebeple çok kıvranmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bükünmek — nsz 1) Kıvrılmak, bükülmek 2) Ağrıdan, sancıdan kıvranmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kıvranma — is. Kıvranmak işi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kıvrım kıvrım — sf. 1) Kıvrımları olan, dalgalanmış bir yüzey veya dalgalı bir çizgi biçiminde olan Saçları kıvrım kıvrım. Kıvrım kıvrım yollar. 2) zf. Kıvrımlı bir biçimde Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller kıvrım kıvrım kıvranmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • uğunmak — nsz, hlk. 1) Büyük bir üzüntü veya acıdan kıvranmak, soluğu tıkanmak, ağlaya ağlaya bayılmak 2) İsteksiz davranmak, savsaklamak Gönülsüz yazıyorum. İstemediğim için, çevresinde dolanıp uğunuyorum. N. Meriç …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ıstırap çekmek — ağrı ve acı içinde kıvranmak, aşırı derecede üzülmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yüreğini dağlamak — acıyla ve özlemle içi yanmak, acıyla kıvranmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • uylanmak — ağrıdan kıvranmak …   Beypazari ağzindan sözcükler

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”