- kıvrım kıvrım
- sf.
1) Kıvrımları olan, dalgalanmış bir yüzey veya dalgalı bir çizgi biçiminde olan
Saçları kıvrım kıvrım. Kıvrım kıvrım yollar.
2) zf. Kıvrımlı bir biçimdeAtasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Saçları kıvrım kıvrım. Kıvrım kıvrım yollar.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
kıvrım — is. 1) Bir şeyin kıvrılan yeri, büklüm 2) Bir tür tatlı Cevizli kıvrım. 3) Ayrım, dönemeç Yolun kıvrımında ayrılanlarla dönüp bakıştık. A. Gündüz 4) jeol. Kıvrılma sonunda oluşan toprak dalgası Birleşik Sözler kıvrım kıvrım … Çağatay Osmanlı Sözlük
kıvrım kıvrım kıvranmak — 1) çok acı çekerek kıvranmak 2) yalvarma, sıkıntı vb. bir sebeple çok kıvranmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
bukleli — sf. Kıvrım kıvrım olan (saç) Dal gibi, kara bukleli, aydınlık alınlı ve yaramaz, delişmen... S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
büklüm büklüm — sf. Çok büklümlü, kıvrım kıvrım Büklüm büklüm alnına dökülen kıvırcık saçları vardı. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
dalga — is. 1) Deniz veya göl gibi geniş su yüzeylerinde genellikle rüzgâr, deprem vb.nin etkisiyle oluşan kıvrımlı hareket Rıhtıma vuran dalgaların temposu da içimdeki ölçüye uyuyor. H. Taner 2) Sıcak, soğuk, moda için belli bir süre etkili olan dönem… … Çağatay Osmanlı Sözlük
lüle lüle — sf. Kıvrımları olan, kıvrım kıvrım Halamın bir kucak, sapsarı, lüle lüle saçları vardı. O. Kemal … Çağatay Osmanlı Sözlük
sıyrılmak — den 1) Sıyırma işine konu olmak Enseden topuğa kadar kıvrım kıvrım düşen esvaplarından yavaş yavaş sıyrılır. Y. K. Beyatlı 2) mec. Bir yerden veya bir durumdan çıkmak, kurtulmak Kaldırımı tıkayan insanların arasından sıyrılıp Bankalar a doğru… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yılan gibi — 1) hain, sevimsiz ve soğuk (kimse) 2) kıvrım kıvrım … Çağatay Osmanlı Sözlük
tâbdar — (F.) [ راﺪﺑﺎﺕ ] 1. kıvrım kıvrım, kıvrık. 2. parlak … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
HAM-BE-HAM — f. Kıvrım kıvrım. Büklüm büklüm … Yeni Lügat Türkçe Sözlük