- kişizade
- sf., esk., T. kişi + Far. zāde
Soylu
Ben beyzade, kişizade / Her türlü dertten topyekûn azade.
- B. R. Eyuboğlu
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Ben beyzade, kişizade / Her türlü dertten topyekûn azade.
- B. R. EyuboğluÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
beyzade — is., T. bey + Far. zāde 1) Bey oğlu Ben beyzade, kişizade / Her türlü dertten topyekûn azade. B. R. Eyuboğlu 2) Soylu kimse Eşsiz bir beyzadeydi, zamanımızda artık benzeri çıkmıyor. A. İlhan 3) mec. Özenle büyütülmüş, nazlı kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
görmüş geçirmiş — sf. Görgülü, geçmişte iyi günler yaşamış, güngörmüş, deneyimli Onlar kişizade, görmüş geçirmiş bir ailedir. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
kişi — is. 1) İnsan, kimse, şahıs Dilenciler de sayıda olduğu hâlde, yirmi otuz kişi kadardık. M. Ş. Esendal 2) dbl. Çekimli fiillerde ve zamirlerde konuşan, dinleyen, sözü edilen varlık, şahıs Ben (tekil kişi), sen (tekil kişi), o (tekil kişi); biz… … Çağatay Osmanlı Sözlük
soylu — sf. 1) Doğuştan veya hükümdar buyruğuyla, bazı ayrıcalıklara sahip olan ve özel unvanlar taşıyan (kimse), asaletli, asil Soylu kişidir, iyi bir öğrenim görmüştür, zekidir, yeteneklidir. N. Cumalı 2) İyi tanınmış, köklü bir aileden gelen (kimse),… … Çağatay Osmanlı Sözlük
zade — is., esk., Far. zāde 1) Oğul, evlat Şimdi bilmem ne zade namı altında, İstanbul un en büyük zenginlerinden biriydi. Ö. Seyfettin 2) sf. Doğmuş Birleşik Sözler amcazade asilzade bendezade beyzade dayızade … Çağatay Osmanlı Sözlük
büzürgzâde — (F.) [ ﻩداز گرﺰﺑ ] seçkin kişinin çocuğu, asilzade, kişizade … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
necîb — (A.) [ ﺐﻴﺠﻥ ] soylu, asil, kişizade … Osmanli Türkçesİ sözlüğü