- kocamak
- nsz
Yaşı ilerlemek, yaşlanmak, ihtiyarlamak
Sen de benim nazarımda öyle kocamış bir hâkime benziyorsun ki göstermek istediği ciddiyet boyunun ve yaşının çok üstünde...
- H. Z. Uşaklıgil
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Sen de benim nazarımda öyle kocamış bir hâkime benziyorsun ki göstermek istediği ciddiyet boyunun ve yaşının çok üstünde...
- H. Z. UşaklıgilÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
bir yastıkta kocamak — karı koca birlikte uzun bir ömür sürmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
korçalmak — kocamak, pek büyümek, Ziyadelenmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
HEREM — Kocamak, yaşlanmak, ihtiyar olmak. * Mısır da firavunlar zamanından kalmış piramit şeklindeki mezarların beheri. * Geo: Mahrutî şekil, piramit … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
bir — is. 1) Sayıların ilki 2) Bu sayıyı gösteren 1, I rakamlarının adı 3) sf. Bu sayı kadar olan Bir kalem. 4) sf. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı) Bir adam sizi arıyor. 5) sf. Tek Allah birdir. 6) sf. Beraber Hep biriz, ayrılmayız … Çağatay Osmanlı Sözlük
farımak — nsz 1) Güçsüz düşmek, yorulmak 2) Eskimek, yıpranmak 3) Vazgeçmek, usanmak Sakin olsam bu sevdadan farısam / Balsız kovan gibi bomboş olurum. Âşık Veysel 4) hlk. Kocamak, yaşlanmak, ihtiyarlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ihtiyarlamak — nsz 1) Yaşı ilerlemek, yaşlanmak, kocamak 2) İhtiyar görünüşü almak, ihtiyar görünmek Ağlamaktan gözleri şişmiş, zavallı yüzü on sene birden ihtiyarlamıştı. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
karımak — nsz, hlk. Yaşlanmak, kocamak, ihtiyarlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kocalmak — nsz Yaşlanmak, kocamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kocama — is. Kocamak işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
karımak — kocalmak, yaşlanmak, kocamak, I, 147; III, 263 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini