kokmuş

kokmuş
sf.
1) Çürüyüp bozularak kötü kokan, kokuşuk
2) mec. Yerinden kımıldamaya üşenen, tembel, miskin

Kokmuş adam.

3) mec. Çok bilinen, değersiz, önemsiz

Ve sen o kokmuş tangoyu on sekizinci defa dinleyeceksin.

- P. Safa

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужна курсовая?

Look at other dictionaries:

  • barıg — kokmuş şey (yalnız kullanılmaz) I, 372bkz: bırıg gidiş I, 24, 26, 27, 371; I I, 55, 57, 58 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • bırıg — kokmuş I, 372bkz: barıg …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • sasıg — kokmuş I, 372 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • CİFE — Kokmuş et, ölü hayvan, le …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • HAŞAN — Kokmuş tuluk …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • HINZIB (HUNZEB) — Kokmuş et parçası. Bir lâkap …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • HİŞİN — Kokmuş tuluk …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • cılk — sf. 1) Bozularak kokmuş (yumurta) 2) Cıvık Çok çamurlu, cılk yollarda çoğu kadın olan köylüler, toplanmış bizi seyrediyorlardı. H. E. Adıvar 3) İrinlenmiş Uyuzlunun bilekleri cılk yara içindeydi. S. F. Abasıyanık 4) hlk. Sözünün eri olmayan… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kokmak — nsz, ar 1) Koku çıkarmak Her gelişinde üzeri yabancı lavantalar kokuyor. H. R. Gürpınar 2) Çürüyüp bozularak kötü bir koku çıkarmak, kokuşmak Bu et kokmuş. 3) mec. Olacağıyla ilgili belirtiler göstermek, olacağı hissedilmek Ortalık savaş… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kokmuşluk — is., ğu Kokmuş olma durumu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”