kolluk — 1. is., ğu 1) Gömlek kollarının ucundaki iliklenen bölüm, manşet Frenk gömleğinde, bazen bileklerinden ellerinin üstüne düşen yuvarlak, katı, kolalı kollukları vardı. A. Ş. Hisar 2) İş yaparken giysiyi korumak için bilekten dirseğe kadar kola… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kuvvet — is., Ar. ḳuvvet 1) Fiziksel güç, takat Bu kadar cesur bir hamleye yetecek kuvvetim yok. Y. Z. Ortaç 2) Şiddet, zor, cebir Kuvvet kullanmak. 3) Yetke, erk, nüfuz 4) Dayanıklı olma durumu 5) mec. Güç Hâlbuki devlet kuvvetlerinin yerini hangi şahsi… … Çağatay Osmanlı Sözlük
adli zabıta — is., huk. Bir suç sonrası sanığı ve suç delillerini adli yetkililere sunan kolluk kuvveti … Çağatay Osmanlı Sözlük
belediye zabıtası — is. Kanunlarla belediyeye verilmiş emir ve yasakları belediye sınırları içerisinde takip etmekle görevli kolluk kuvveti, belediye polisi … Çağatay Osmanlı Sözlük
adli zabıta — Bir suç sonrası sanığı ve suç delillerini adli yetkililere sunan kolluk kuvveti … Hukuk Sözlüğü