aratmak

aratmak
-i, -e
1) Arama işini bir başkasına yaptırmak
2) Özletmek

Bana senden ayrı kaldığım günleri aratıyorsun.

- R. H. Karay
Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужно решить контрольную?

Look at other dictionaries:

  • mumla aratmak — (bir şey başka bir şeyi) daha kötü olan yeni bir şey, bir durum, bir kimse, pek iyi olmayan eskisini aratmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sogratmak — aratmak, aratarak her şeyi görmek II, 332bkz: sogl ımak, soglıtmak, sogmak, sogurmak, sugratmak; …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • sugratmak — aratmak, aratarak her şeyi görmek II, 332bkz: sogl ımak, soglıtmak, sogmak, sogratmak, sogurmak …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • tüpletmek — aratmak, II, 342 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • aratma — is. Aratmak işi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • mum — is., Far. mūm 1) Bir fitilin üzerine erimiş bal mumu, içyağı, stearik asit veya parafin dökülüp genellikle silindir biçiminde dondurulan ince, uzun aydınlatma aracı Kandil geceleri bu velilerin yerleri mumlarla donanırdı. Y. K. Beyatlı 2) Bal… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çalturmak — yere çeldirmek, yere çaldırmak;aratmak, aramasını emretmek; işittirmek için çağrılmak. II, 182 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • irtetmek — istetmek, aratmak, I, 260 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • karwatmak — gözü ile görmeden eliyle dokunarak aratmak II, 339 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • FETŞ — Sorup aratmak …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”