- kulağı delik
- sf., -ği
Olup bitenleri çabuk haber alan (kimse)
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
delik — is., ği 1) Dar, küçük açıklık İğne deliği. Burun deliği. 2) Dar, küçük çukur Küçük çocuk, kulübenin kenarına yığılmış taşlardan yukarıda bir deliğe sıkışmıştı. S. F. Abasıyanık 3) Küçük hayvan yuvası Fare deliği. 4) sf. Delinmiş olan Hangi evden… … Çağatay Osmanlı Sözlük
CEZMA — Kulağı kesik koyun. * Kulağı delik koyun … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HARBA' — Kulağı delik koyun … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HARKA' — Kulağı delik koyun. * Çeşitli yönlerden esen rüzgâr … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
kulak — 1. is., ğı, anat. 1) Başın her iki yanında bulunan işitme organı Kulaklarımın uğultusu içinde, söylediği lakırtıların hiçbirini duymuyordum. H. C. Yalçın 2) anat. Bu organın, sesleri toplayıp içeriye almaya yarayan dış bölümü Elleriyle… … Çağatay Osmanlı Sözlük
SÜFTE-GUŞ — f. Kulağı delinmiş olan. Kulağı delik … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
delinmek — nsz 1) Delme işi yapılmak Kızın kulağı delindi. 2) Bir şeyde delik oluşmak Midesi delindi. 3) mec. Çiğnenmek, uyulmamak, aykırı davranılmak Yöneticinin koyduğu yasaklar delindi … Çağatay Osmanlı Sözlük