kurgu

kurgu
is.
1) Bir şeyin zembereğini kurmak için kullanılan araç, anahtar
2) Zembereğin kurulmuş olma durumu

Saatin kurgusu bitmiş.

3) Bir bütün oluşturmak için parçaları takıp birleştirme işi, montaj

Demir fabrikasının kurgusu bitti, işletmeye açıldı.

4) Bir işe hazırlamak için yapılan telkin

Bankacılardan birkaçının kurgularıyla Belediye başkanlığına adaylığını koymuştu.

- M. Ş. Esendal
5) ed. Çatı
6) fel. Uygulamaya geçmeyen yalnız bilmek ve açıklamak amacını güden düşünce, kuramsal araştırma, spekülasyon
7) sin., TV Bir filmin değişik süre ve yerlerde çekilen bölümlerini, bir anlam ve uyum bütünlüğü sağlayarak birleştirme, montaj
Birleşik Sözler

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем написать реферат

Look at other dictionaries:

  • kurgu — zevzek, kararsız, huyu yeğni kişi I, 18, 426 kuracak II, 68 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • kurgu bilimi — is. Teknolojideki gelişmelere göre ileri düzeyde sayılabilecek buluşlara bağlı kalarak düşünülen veya yapılan iş …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bilim kurgu — sf. Çağdaş bilim verileriyle düş gücünden oluşan (film, roman vb.) …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dirim kurgu — is. Canlılar dünyasını özellikle beynin çalışmasını taklit eden elektronik aletlerden yararlanmayı konu edinen bilim dalı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kaba kurgu — is., sin., TV Filme son biçimini vermek üzere seçilen çekimlerin, senaryodaki sıralanışa göre birbirine eklenerek oluşturulan ilk kurgusu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bilim — is. 1) Evrenin veya olayların bir bölümünü konu olarak seçen, deneye dayanan yöntemler ve gerçeklikten yararlanarak sonuç çıkarmaya çalışan düzenli bilgi, ilim Benim sizden istediğim Türkçe yardım, bazı eski yazılı bilim ve tarih gibi ciddi… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • Middle East Technical University — Orta Doğu Teknik Üniversitesi Motto Scientia Dux Vitae Certissimus Established November 15, 1956 …   Wikipedia

  • Felsinschrift von Zowinar — …   Deutsch Wikipedia

  • anahtar — is., Rum. 1) Kilidi açıp kapamak için kullanılan araç, açar, açkı 2) Bir şeyin zembereğini kurmak için kullanılan araç, kurgu 3) Şifre yazmak ve çözmek için kararlaştırılmış olan yol 4) Somunları veya vidaları çevirerek sıkıştırıp gevşetmek için… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çatı — is. 1) Bir yapının, bir evin damını kuran parçaların bütünü Sık ağaçlar arasında yalnız üst katının çatısı görünen kırmızı aşı boyalı bir eski eve doğru yürüyorlardı. Ö. Seyfettin 2) Birbirine çatılmış, çakılmış şeylerin bütünü 3) Yapının tavanı… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”