- kurumak
- nsz
1) Islaklığını, nemini yitirerek kuru duruma gelmek
Çıplak dallarda henüz kuruyamayan su damlaları parlak, mavi birer boncuk gibi parlıyordu.
- H. E. Adıvar2) Bitki, suyu çekilip cansız duruma gelmek3) Akarsu, göl vb.nin suyu kalmamakKurumuş dere gibi taşlık bir yerden geçtik.
- H. R. Gürpınar4) Bazı nesneler yumuşaklığını yitirmek, sertleşmekDarı ve mısır yemekten bağırsakları kurumuştu.
- R. H. Karay5) mec. Cılızlaşmak, sıskalaşmak, zayıflamakKarısı hırçınlıktan kurumuş bir kadın.
- M. Ş. Esendal
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.