- kuşkulandırmak
- -i
Kuşkuya düşürmek, kuşkulanmasına yol açmak, şüphelendirmek
Baş başa kaldıkları zaman o hem sıcak hem de kuşkulandıran gülümseyişi ile...
- T. Buğra
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Baş başa kaldıkları zaman o hem sıcak hem de kuşkulandıran gülümseyişi ile...
- T. BuğraÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
şüpheye düşürmek — kuşkulandırmak Yaşayışı şüpheye düşürmüştü beni. Y. Z. Ortaç … Çağatay Osmanlı Sözlük
gıcıklamak — i 1) Gıcık oluşturmak, kaşındırmak 2) mec. Kuşkulandırmak 3) mec. Cinsel istek uyandırmak Git de gözü onda gör, adamın yüreğini gıcıklıyor. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
kuşkulandırma — is. Kuşkulandırmak işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
pirelendirmek — i Kuşkulandırmak, işkillendirmek, şüphelendirmek, huylandırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
şüphelendirmek — i Kuşkulandırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ürkütmek — i 1) Ürküntü vermek 2) Korkutup kaçırmak Avcı, elinde ipi silkeleyerek hafif, sanki balıklarını ürkütmek istemiyormuş gibi yavaş yavaş ağını çekiyordu. M. Ş. Esendal 3) Herhangi bir etkiyle bitkinin gelişmesini engellemek 4) mec. Korkutmak Bu… … Çağatay Osmanlı Sözlük
mide bulandırmak — 1) kusacak bir duruma getirmek Dibinde, kıyılmış kertenkele ve yılan parçaları varmış gibi midesini bulandırmıştı. P. Safa 2) mec. kuşkulandırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
gönül bulandırmak — 1) mide bulandırmak 2) mec. kuşkulandırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük