- lakırtı ebesi
- sf.
Geveze
Karı lakırtı ebesidir.
- H. R. Gürpınar
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Karı lakırtı ebesidir.
- H. R. GürpınarÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
lakırtı — is. 1) Söz, laf Biz burada lakırtıya başlayalı iki dakika ya oldu ya olmadı. P. Safa 2) mec. Boş söz, dedikodu, laf Lakırtıdır o, aldırma! Birleşik Sözler lakırtı ebesi lakırtı kavafı lakırtısı az pis lakırtı … Çağatay Osmanlı Sözlük
ebe — is. 1) Doğum işini yaptıran kadın Ebe demek yarım doktor demektir. R. N. Güntekin 2) hlk. Büyük anne, nine 3) Genellikle çocuk oyunlarında baş olan, diğer çocuklara veya gruba karşı cezasını çekmek ve bundan kurtulmak için tek başına bütün… … Çağatay Osmanlı Sözlük
geveze — sf. 1) Çok konuşan, çenesi düşük, lafçı, lafazan, zevzek, lakırtı ebesi, ağız kavafı, lakırtı kavafı Öyle geveze ki ben sormadan anlatmaya başladı. H. Taner 2) mec. Sır saklamayan, boşboğaz Haydi çocuklar ... şu gevezenin yalanını ortaya vurmak… … Çağatay Osmanlı Sözlük
laf — is., Far. lāf 1) Söz, lakırtı Ben lafımı bitirmeden o atıldı. 2) Sonuçsuz, yararı olmayan söz Onun söyledikleri laftan ibaret. 3) Konuşma 4) Konu, mevzu, bahis Lafı değiştirdi. 5) ünl. Öyle şey olamaz, bu sözün hiçbir değeri yok anlamlarında… … Çağatay Osmanlı Sözlük
söz — is. 1) Bir düşünceyi eksiksiz olarak anlatan kelime dizisi, lakırtı, kelam, laf, kavil 2) Bir veya birkaç heceden oluşan ve anlamı olan ses birliği, kelime, sözcük 3) Bir konuyu yazılı veya sözlü olarak açıklamaya yarayan kelime dizisi Yer yer… … Çağatay Osmanlı Sözlük