lakırtı kavafı

lakırtı kavafı
sf.
Geveze

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем сделать НИР

Look at other dictionaries:

  • lakırtı — is. 1) Söz, laf Biz burada lakırtıya başlayalı iki dakika ya oldu ya olmadı. P. Safa 2) mec. Boş söz, dedikodu, laf Lakırtıdır o, aldırma! Birleşik Sözler lakırtı ebesi lakırtı kavafı lakırtısı az pis lakırtı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • geveze — sf. 1) Çok konuşan, çenesi düşük, lafçı, lafazan, zevzek, lakırtı ebesi, ağız kavafı, lakırtı kavafı Öyle geveze ki ben sormadan anlatmaya başladı. H. Taner 2) mec. Sır saklamayan, boşboğaz Haydi çocuklar ... şu gevezenin yalanını ortaya vurmak… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kavaf — is., esk., Ar. ḫaffāf Ucuz, özenmeden ve bayağı cins ayakkabı, kemer, cüzdan yapan veya satan esnaf Birleşik Sözler kavaf işi ağız kavafı çene kavafı lakırtı kavafı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ağız — 1. is. Yeni doğurmuş memelilerin ilk sütü 2. is., ğzı, anat. 1) Yüzde, avurtlarla iki çene arasında, ses çıkarmaya, soluk alıp vermeye ve besinleri içine almaya yarayan boşluk 2) Bu boşluğun dudakları çevrelediği bölümü Küçük bir ağız. 3)… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”