- lohusa
- is., Rum.
Yeni doğum yapmış kadın
Annemin lohusa yatağı, evin cepheye doğru, sonundaki ön odada idi.
- Y. K. KaraosmanoğluBirleşik Sözler
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Annemin lohusa yatağı, evin cepheye doğru, sonundaki ön odada idi.
- Y. K. KaraosmanoğluÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
lohusa şerbeti — is. Lohusa şekerinden yapılan, doğum dolayısıyla kutlamaya gelenlere sunulan şerbet … Çağatay Osmanlı Sözlük
LOHUSA — (Bak: Lühusa … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
lohusa humması — is., tıp Albastı … Çağatay Osmanlı Sözlük
lohusa otu — is., bit. b. İki çeneklilerden, çiçekleri koyu kahverengi ve pis kokulu, tırmanıcı bir bitki, kabakulak otu, karaasma, kurtluca, zeravent (Aristolochia) … Çağatay Osmanlı Sözlük
lohusa şekeri — is. İçinde karanfil, baharat ve şekerciboyası bulunan, baklava biçiminde kırmızı şeker … Çağatay Osmanlı Sözlük
kırklamak — nsz 1) Lohusa veya yeni doğmuş bebek için kırk günü doldurmak Lohusa kırkladı. 2) i Bir şeyi kırk defa yapmak ve özellikle birçok defa sudan geçirmek, çok yıkamak 3) hlk. Doğumdan kırk gün sonra bebeği törenle yıkamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
acı kök — is. Lohusa otu köklerinin kurutularak dövülmesiyle elde edilen acı bir toz … Çağatay Osmanlı Sözlük
albastı — is., tıp Doğum sırasında temizliğe dikkat edilmemesi yüzünden lohusanın tutulduğu ateşli hastalık, lohusa humması, albasma Ferit kederinden bir lohusanın albastı olamayacağını söyleyemedi. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
cemiyet — is., Ar. cemˁiyyet 1) Dernek Gazi nin reisliği altında bir Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti var. E. İ. Benice 2) esk. Düğün Bohçacı hanım, cemiyetin nerede olacağını öğrenip yarın haber getirmeyi vadetmişti. S. M. Alus 3) esk. Bir olayı veya kişiyi… … Çağatay Osmanlı Sözlük
humma — is., tıp, Ar. ḥummā 1) Ateşli hastalık 2) Sıtma nöbeti Ateşsiz bir humma her tarafımı yakıyor, soğuk soğuk terliyordum. Ö. Seyfettin Birleşik Sözler karahumma kazıklı humma lekeli humma sarıhumma Akdeniz humması … Çağatay Osmanlı Sözlük