lüzumlu
Look at other dictionaries:
lüzumlu lüzumsuz — zf. Yerli yersiz, gerekli gereksiz Bu toy müdürü küçümsediğini her hâliyle belli ediyor, bir mesele hakkında izahat verirken, lüzumlu lüzumsuz bilgiçlik taslıyordu. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
HÎN-İ HACETTE — Lüzumlu zamanında, ihtiyaç olduğu vakit … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
KİFAYET — Lüzumlu kadar olmak. Yetişmek. Bir işe yetecek kadar olmak. İktidar. Liyâkat. Yararlık … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
LÂZIM — Lüzumlu, gerekli. * Bir şeyden aslâ ayrılmayan. Bir işte beraber bulunmasına ve vücuduna ihtiyaç olan şey. * Gr: Müteaddi olmayan LÂZIM FİİL (FİİL İ LÂZIM) Fâilin zâtında kalan fiil. (Geldi, gitti, güldü gibi … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MA'LUMAT-I ZARURİYE — Lüzumlu ve zaruri mâlumat … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MELZUMİYET — Lüzumlu kılma. Melzumluk … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MUKİBB — Lüzumlu olan, icab eden … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MÜLAZEME — Lüzumlu. Gerekli. Ayrılmaz. Lâzım … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MÜLIZZ — Lüzumlu, gerekli. * Cür et ve ısrar eden kişi … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MÜLTEZEM — Lüzumlu görülen, lüzumuna inanılarak yapılmasına çalışılan … Yeni Lügat Türkçe Sözlük