- mademki
- bağ., Ar. mādām + Far. ki
Madem
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
ayrılış — is. Ayrılma işi veya biçimi Onlardan ayrılış bana her an üzüntüdür / Mademki böyle duygularım kaldı çok şükür. Y. K. Beyatlı … Çağatay Osmanlı Sözlük
çılgınca — zf. 1) Deli gibi, delicesine, çılgıncasına Mademki Salvotore yi o derece kıskandım, demek ki kendisine çılgınca âşıktım. R. H. Karay 2) Aşırı bir biçimde Gençler, çocuklar, günün kahramanına çılgınca tezahürat yapıyorlar. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
e — ünl. 1) (e:) Başına getirildiği cümledeki kavrama göre çeşitli tonlar alarak birtakım duygular anlatan bir söz E, artık bu söze diyecek yok! 2) (e:) Soru vurgusuyla şaşma ve merak anlatan bir söz E, sonra! 3) (e:) Ardından gelecek söz ve… … Çağatay Osmanlı Sözlük
eşkâl — is., li, esk., Ar. eşkāl 1) Biçim Mademki rastladım, o hâlde bu eşkâlde bir kadın muhakkak vardı. R. H. Karay 2) Kılık … Çağatay Osmanlı Sözlük
ikiyüzlülük — is., ğü İkiyüzlü olma durumu, riyakârlık, mürailik Mademki ... her baktığı insanın ciğerini dahi okuyordu, nasıl olup da etrafını saran mideci dalkavukların ikiyüzlülüğünü anlayamıyordu? H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
ki — bağ., Far. ki 1) Anlam bakımından birbirleriyle ilgili cümleleri birbirine bağlayan bir söz Uzun değneklerine dayanmış çobanlar iddia ederler ki memba sularının her biri bir ayrı derde devadır. R. H. Karay 2) Özneyi, tümleci güçlendirerek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
madem — bağ., Ar. mādām Değil mi ki, diği için, diğine göre anlamlarında sebep göstermek için, başına getirildiği cümleyi daha sonraki cümleye bağlayan bir söz, mademki Bakma sen madem tanıdıkmış, bulur bir çaresini. Ç. Altan … Çağatay Osmanlı Sözlük
mideci — sf. Kendi çıkarlarından başka bir şey düşünmeyen (kimse) Mademki her baktığı insanın ciğerini dahi okuyordu, nasıl olup da etrafını saran mideci dalkavukların ikiyüzlülüğünü anlayamıyordu. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
tamir — is., Ar. taˁmīr 1) Onarma, onarım 2) mec. Yapılan bir yanlışı, kusuru düzeltmeye çalışma Mademki bir münasebetsizlik etmişsin, bunu tamire imkân yok muydu? R. N. Güntekin Birleşik Sözler tamirhane tamir takımı Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller… … Çağatay Osmanlı Sözlük
torun — is. 1) Bir kimseye göre çocuğunun çocuğu Onun torunu koşarak yanına gelir, yüzünü, gözlerini öper! A. Ş. Hisar 2) Aynı soydan gelenler ... mademki hepimiz Âdem le Havva nın torunlarıyız... A. İlhan Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller torun torba… … Çağatay Osmanlı Sözlük