- mahzur
- is., Ar. maḥẕūr
1) Sakınca2) EngelAtasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
mahzur — (A.) [ روﺬﺤﻡ ] sakınca. ♦ mahzur görmek sakıncalı bulmak … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
MAHZUR — (Hazr. dan) Haram. Memnu şey. Yasak olan şey … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
mahzur doğurmak — ortaya engel çıkarmak, sakınca yaratmak Ne gibi mahzurlar doğurabileceğini görmemezlikten gelmek mümkün değildi. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
mahzur görmek — sakıncalı bulmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
MAHAZİR — (Mahzur. C.) Korkulacak ve sakınılacak şeyler. Maniler, engeller … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
Classified information — Top Secret redirects here. For other uses, see Top Secret (disambiguation). Unclassified redirects here. See also, Unclassified (album). State secrets redirects here. See also, state secrets privilege. A typical classified document. Page 13 of a… … Wikipedia
Banu Qurayza — The Banu Qurayza ( ar. بني قريظة; بنو قريظة alternate spellings include Quraiza, Qurayzah, Quraytha, and the archaic Koreiza) were a Jewish tribe who lived in northern Arabia until the 7th century, at the oasis of Yathrib (now known as Medina).… … Wikipedia
abes — sf., Ar. ˁabeṣ 1) Gereksiz, yersiz, boş Artık söylemekte bir mahzur olmadığından gizlemek abes. R. H. Karay 2) Akla ve gerçeğe aykırı 3) zf. Gereksiz bir biçimde Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller abes bulmak abes kaçmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
engel — is. 1) Bir şeyin gerçekleşmesini önleyen sebep, mâni, mahzur, müşkül, pürüz, mânia, handikap Bürokratik engelleri ortadan kaldıracak bir formül aradık ve bulduk. H. Taner 2) Hemzemin geçitlerde kara yolu güvenliğini sağlamak için kullanılan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sakınca — is. Çekinilmesi, dikkatli olunması gereken, sakınmayı gerektiren durum, mahzur Kabul etmekte bir sakınca yoktur. B. Felek … Çağatay Osmanlı Sözlük