- arttırma
- is.
Arttırmak işi
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
MÜZAYEDE — Artırma, ziyadeleştirme. * Devletçe veya bir müessesece satılığa çıkarılan bir malın veya arazinin arttırılmaya konulması. Müzayede; biri kapalı zarfla, diğeri açık arttırma ile olmak üzere iki türlü yapılır. Müzayedede konulan şey, en çok… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
dinlenmek — 1. nsz 1) Güç kazanmak için çalışmaya ara vermek, yorgunluğunu gidermek, soluklanmak, istirahat etmek Pervin biraz dinlendikten sonra ayağa kalktı. P. Safa 2) Bazı yiyecek ve içecekleri, tadını arttırma, kolay pişmesini sağlama vb. sebeplerle bir … Çağatay Osmanlı Sözlük
ilave — is., Ar. ˁilāve 1) Katma, ekleme, ulama 2) Eklenmiş, katılmış parça 3) Arttırma, büyütme, abartma 4) Ek Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller ilave etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
mezatçı — is. 1) Arttırma ile satışı yönlendiren kimse Mezatçı bağırıyordu: Elli bir lira, yok mu arttıran? Ç. Altan 2) Sürekli olarak mezadı takip eden kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
müzayede — (A.) [ ﻩﺪیاﺰﻡ ] açık arttırma … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
tasarruf — (A.) [ فﺮﺼﺕ ] 1. tutum. 2. elinde bulundurma. 3. para arttırma … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
teşdîd — (A.) [ ﺪیﺪﺸﺕ ] şiddetlendirme, arttırma, çoğaltma. ♦ teşdîd etmek şiddetlendirmek … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
tezyîd — (A.) [ ﺪﻴیﺰﺕ ] arttırma. ♦ tezyîd etmek arttırmak. ♦ tezyîd olunmak arttırılmak … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
zamm — (A.) [ ﻢﺽ ] ekleme, arttırma. ♦ zamm edilmek eklenmek, arttırılmak. ♦ zamm etmek eklemek, arttırmak. ♦ zamm olunmak eklenmek, ilave edilmek … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
İLAVE — (C.: İlâvât) Katma, ek yapma, arttırma, zam. * Bir kitabın sonuna gerek yazarı ve gerek başkası tarafından sonradan eklenen kısım. Zeyil. * Bir gazetenin çıkardığı sayıdan başka ona ek olarak ve ayrıca çıkardığı sayı. * İmzadan sonra mektubun… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük