mazeret bulmak — içinde bulunulan durumu açıklayacak bir sebebi ortaya koymak Kendini gösterdiğine pişman olmuş gibi görünüyor, bir mazeret bulmaya çalışıyordu. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
mazeret — (A.) [ ترﺬﻌﻡ ] özür … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
mazeret kâğıdı — is. Öğrencinin okula gelemeyişinin sebebini bildiren ve velisi tarafından imzalanarak okul yönetimine verilen belge, tezkere … Çağatay Osmanlı Sözlük
Château Angélus — Region Bordeaux Appellation Saint Émilion Classification Premier Grand Cru Classé (B) Area 23.4 … Wikipedia
Goutz — 43° 48′ 21″ N 0° 44′ 06″ E / 43.8058, 0.735 … Wikipédia en Français
Peltodytes caesus — Peltodytes caesus … Википедия
kâğıt — is., dı, Far. kāġaẕ 1) Hamur durumuna getirilmiş türlü bitkisel maddelerden yapılan, yazı yazmaya, baskı yapmaya, bir şey sarmaya yarayan kuru, ince yaprak Yazı kâğıdı. Duvar kâğıdı. Sigara kâğıdı. 2) sf. Bu yapraktan yapılmış Gece hafif… … Çağatay Osmanlı Sözlük
mazi — is., Ar. māżī 1) Geçmiş Genç olmak maziyi ulu orta tahkir için bir mazeret değildir. H. R. Gürpınar 2) dbl., esk. Geçmiş zaman Birleşik Sözler naklî mazi Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller maziye karışmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
nalayık — sf., ğı, esk., Far. nā + Ar. lāyiḳ Yakışıksız, hoş olmayan Başka kızların böyle nalayık hâllerde bulunması senin için bir mazeret değildir kızım. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
özür — zrü, Ar. ˁuẕr 1) Bir kusurun, bir suçun elde olmadan yapıldığını ileri sürme veya bu kusurun hoş görülmesini gerektiren sebep, mazeret Harp tarihi bu saldırı için hiçbir özür bulamayacaktır. F. R. Atay 2) Sakatlık, bozukluk, eksiklik veya… … Çağatay Osmanlı Sözlük