- mecalsiz
- sf.
Güçsüz, kuvvetsiz, dermansız, takatsiz
Kendimi öyle yalnız, öyle mecalsiz, öyle bitkin hissediyorum ki...
- S. F. AbasıyanıkAtasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Kendimi öyle yalnız, öyle mecalsiz, öyle bitkin hissediyorum ki...
- S. F. AbasıyanıkÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
mecalsiz düşmek — güçsüzleşmek, takati kalmamak Bir aralık kadının mecalsiz düştüğünü fark ettiler. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
bezgin — sf. Yaşama veya iş görme isteğini yitirmiş Mecalsiz, bezgin bir hâlde yatağa girdi. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
cansız — sf. 1) Canını yitirmiş, ölmüş Cansız bir kuş. 2) Canlı olmayan (varlık), camit 3) zf., mec. Güçsüz, mecalsiz bir biçimde Nil in deminden beri avucumun içinde cansız duran eli kımıldadı, parmaklarımı sıkıyor. R. H. Karay 4) mec. İlgi uyandırmayan … Çağatay Osmanlı Sözlük
dingin — sf. 1) Sakin, durgun Çevredeki çınarlar, dingin bir gariplik içinde, ağır ağır, tek tek yapraklarını dökerdi. A. İlhan 2) Hareket etmeyen, kımıldamayan 3) mec. Gücü tükenmiş, yorgun, mecalsiz Dingin bir at … Çağatay Osmanlı Sözlük
takatsiz — sf. Takati kalmamış, yorgun, argın, dermansız, kudretsiz, mecalsiz Bir ağacın altında hasta, takatsiz, ölü gibi yatıyorum. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
BÎ-MECAL — f. Mecalsiz, halsiz, dermansız, zayıf … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
yıggın — sıhhati tam olmayan, mecalsiz … Beypazari ağzindan sözcükler