- meşakkatli
- sf.
Güç, sıkıntılı
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
CEŞM — Meşakkatli iş buyurmak, zor bir iş söylemek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
EŞAKK — Meşakkatli, zahmetli … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
KEÛD — Meşakkatli sarp yoku … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ŞAKA — Meşakkatli ve güç. * Musibet ânında yakasını ve yüzünü yırtan kadın … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
sıkıntılı — sf. 1) Sıkıntısı olan Ağrılar kesilmeyince çok sıkıntılı vaziyete düştüm. R. N. Güntekin 2) Sıkıntı veren, çileli, kasvetli, meşakkatli, mukassi Son birkaç yılındaki oldukça sıkıntılı durumu bir yana bırakılacak olursa maddi bakımdan rahat,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ADEM — Yokluk, olmama, bulunmama. * Fakirlik. (Vücudun zıddı)(Bir zaman küçüklüğümde hayalimden sordum: Sana bir milyon sene ömür ve dünya saltanatı verilmesini, fakat sonra ademe ve hiçliğe düşmesini mi istersin? Yoksa, bâki, fakat âdi ve meşakkatli… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
AZRAİL — Ölüm meleği. Dört büyük melekten biridir, ölenlerin ruhlarını almak görevi vardır. Diğer bir ismi de melek ül mevt: Ölüm meleği dir. Yeryüzünde hayatın var olması, insanın yaratılışı tesadüfle açıklanamıyacağı gibi, ölüm de tesadüfle açıklanamaz … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
BEHZET — Ağırlaştırmak, meşakkatli yapmak. * Zebûn etmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
BÂHİZ — Güçsüz, âciz. Meşakkatli … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
DEHKEL — Zahmet, meşakkat. * şiddetli ve meşakkatli zaman.DEHKEM Â : Yaşlı adam. İhtiyar adam … Yeni Lügat Türkçe Sözlük