- meziyet
- is., Ar. meziyyet
Bir kişiyi veya nesneyi benzerinden üstün gösteren nitelik
Cemal Paşa'da anlamadığı işi ehline bırakmak meziyeti vardı.
- F. R. Atay
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Cemal Paşa'da anlamadığı işi ehline bırakmak meziyeti vardı.
- F. R. AtayÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Abdul Hamid II — Abdul Hamid II Sultan of the Ottoman Empire Caliph … Wikipedia
korkutmak — i 1) Korkmasına yol açmak Yılan beni o kadar korkutmuştu ki bakarken kuşun hesabına ondan ben korkuyorum. M. Ş. Esendal 2) Kaygıya düşürmek Sevdiğimiz bir kadının nazarımızda meziyet teşkil eden birçok hâlleri karımız olacak kadında bizi korkutur … Çağatay Osmanlı Sözlük
tamlık — is., ğı 1) Eksik olmama durumu 2) Olgunluk ... binbir çeşit meziyet, fazilet, tamlık ve kemal... R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
utanmazlık — is., ğı Utanmaz olma durumu, yüzsüzlük, arsızlık Hicap bir ayıp, utanmazlık, sıkılmazlık, yılışıklık bir meziyet oldu. B. Felek … Çağatay Osmanlı Sözlük
BEVN — İki şey arasındaki mesafe. Uzaklık. * Fazilet, meziyet … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
FAZİLET — Değer. Meziyet, iyilik, ilim ve iman, irfan itibarı ile olan yüksek derece. Dinî ve ahlâkî vazifelere riayet derecesi. Fazl ve hüner cihetiyle olan yüksek derece. Bir şeyin başka şeylerden cemal ve kemal ve fayda cihetiyle üstünlüğü, müreccah… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HASÎB — Muhterem, itibarlı, değerli ve soyu temiz kimse. şahsi meziyet sâhibi insan. * Muhâsebeci … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MEZİYYET — İyilik. İyi ve salih hareket ve faaliyet.(Dünyaca havas tanınan insanlardaki meziyet, sebeb i tevazu ve mahviyet iken, tahakküm ve tekebbüre sebep olmuştur. Fukaranın aczi, avâmın fakrı, sebeb i merhamet ve ihsan iken; esaret ve mahkûmiyetlerine… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MÜTEFAZZIL — (C.: Mütefazzılîn) (Fazl. dan) Meziyet, fazilet ve bilgi yarışına çıkan … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MÜTEFAZZILİN — (Mütefazzıl. C.) Meziyet ve fazilet yolunda yarış edenler … Yeni Lügat Türkçe Sözlük