mirasyedi

mirasyedi
is.
1) Kendisine önemli bir miras kalan, mirasa konan kimse

Kiraladıkları otlakların sahibi yıllardır Manastır'a yerleşmiş bir mirasyediydi.

- N. Cumalı
2) mec. Çok savurgan kimse

Hayatını, gençliğini bir mirasyedi gibi hiç düşünmeden yiyip bitirmiş.

- M. Yesari

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужно решить контрольную?

Look at other dictionaries:

  • Türker İnanoğlu — (born May 18, 1936 in Safranbolu of the Karabük Province, Turkey) is a Turkish screenwriter, film director and producer. Biography He came in contact with the cinema when he was a student at the Istanbul Academy of Applied Fine Arts in 1957.… …   Wikipedia

  • Filiz Akın — (born Suna Akın in 1943 in Ankara, Turkey) is a Turkish film actress. She is one of the famous actresses in the history of Turkish cinema with more than 120 films, mostly in the 1960s and 1970 s.She studied archeology at the History and Languages …   Wikipedia

  • Ali Şen — (1918, in Adana, Turkey 15 December 1989, in Istanbul, Turkey) is a Turkish actor, father of the actor Şener Şen. He was known to be very versatile and successfuly played many roles both as good guy and bad guy.Filmography * Küçüksün Yavrum… …   Wikipedia

  • Filiz Akın — (* 2. Januar 1943 in Ankara) ist eine türkische Schauspielerin. Akın besuchte studierte zunächst am TED Ankara Kolleg Archäologie, bevor sie im Jahr 1962 den Schauspielerwettbewerb der Zeitschrift „Filmstar“ gewann. Sie begann ihre… …   Deutsch Wikipedia

  • eveleme develeme — is. Eveleme geveleme Mirasyedi onun evelemesinden develemesinden ve verdiği karşılıktan hoşlanmaz. S. Birsel …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • mirasyedilik — is., ği Mirasyedi olma durumu veya mirasyediye yaraşır davranış …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • politika — is., İt. politica 1) Devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatı, siyaset, siyasa Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı maliye politikasının sosyal amacıdır. Anayasa 2) Yöntem Bir mirasyedi politikasıyla, birikmiş altını, el sürülmedik… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yemek — 1. is., ği 1) Yemek yeme, karın doyurma işi Yemekten sonra gocuğuna sarar yatırırdı beni. N. Cumalı 2) Yenmek için pişirilip hazırlanmış yiyecek, aş, taam 3) Günün belli saatlerinde yenilen besin Yemek ya kahvaltıda ya da yemekte yenir. Arada bir …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kafa cilalamak — tkz. içki içmek İpini koparmış aylakla, çiçeği burnunda asistan, dejenere mirasyedi ile ağır işçi, burada dirsek dirseğe kafa cilalardı. H. Taner …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kafayı tütsülemek — argo sarhoş olmak Karşı köyden Ali Ağanın mirasyedi oğlu, Muharrem in karısı, Muharrem, oturmuşlar, tütsülerler kafayı. S. F. Abasıyanık …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”