müstahak

müstahak
sf., Ar. mustaḥaḳḳ
1) Hak etmiş, hak kazanmış, layık

Sen bu kafayla daha beterine de müstahaksın!

- N. Cumalı
2) is. Bir kimsenin layık olduğu ödül veya ceza
Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужна курсовая?

Look at other dictionaries:

  • müstahak olmak — hak kazanmak, layık olmak Sen bu akıbete iki defa müstahak olmuşsun çocuğum. R. N. Güntekin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • müstahak — (A.) [ ﻖﺤﺘﺴﻡ ] hak kazanmış …   Osmanli Türkçesİ sözlüğü

  • MÜSTAHAK — Hak eden, hak etmiş. * Kendisi kazanmı …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • BELÂ — (c.: Belâyâ) Afet. Sıkıntı. Tasa, kaygı. Musibet. Mücazat. İmtihan. Dâhiye. * Yaramaz nesne. (Bak: Sadaka)(Ey insan! Mâdem canavar sûretinde bir hayvan, insanların hânesine misafir geldiği vakit berekete medar oluyor; öyle ise, mahlukatın en… …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • CÜNHA — Suç, kabahat. Te dib cezâsına müstahak olanın suçu …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • KEPAZE — İtibarsız, âdi, mübtezel, kıymetsiz kimse. Haysiyetsiz, şerefsiz, rezil. Hürmet ve saygıya müstahak olmıyan. * Tâlim için kullanılır yay …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • MÜSTEHAK — (Bak: Müstahak …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • ÂDİL — (Âdile) Adâlet eden. Allah ın emirlerini noksansız tatbik eden. Doğru. Doğruluk gösteren. Adâlet sahibi. (Bak: Adâlet)(Meselâ bir hükümdâr ı âdil, ihkak ı hak için mazlumların hakkını zâlimlerden almakla ve fakirleri kavilerin şerrinden muhafaza… …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”