- mütemadiyen
- zf., Ar. mutemādiyen
Ara vermeden, sürekli olarak, biteviye
Mütemadiyen vahşilerden, korsanlardan bahsettik.
- S. F. Abasıyanık
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Mütemadiyen vahşilerden, korsanlardan bahsettik.
- S. F. AbasıyanıkÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
mütemadiyen — (A.) [ ﺎیدﺎﻤﺘﻡ ] sürekli olarak … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
MÜTEMADİYEN — Devamlı surette … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
alevlenme — is. Alevlenmek işi Her şeyden alevlenme onda, mütemadiyen küfretme onda... S. M. Alus … Çağatay Osmanlı Sözlük
alıkoymak — i 1) Bir süre için bir yerde tutmak Arkadaşım beni yemeğe alıkoydu. 2) den Birini, yapmakta olduğu veya yapmak istediği işten geri tutmak Selim Bey, babamı yemeğinden alıkoyarak mütemadiyen Girit ten bahsediyordu. R. N. Güntekin 3) Ayırıp… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bulvar — is., Fr. boulevard Şehir içinde ağaçlı, geniş cadde İki tarafı ağaçlık bir geniş bulvardan geçiyor, mütemadiyen gidiyorduk. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
çukurlaştırmak — i Çukur duruma getirmek ... dudaklarını büzerek, dişleriyle dilini ısırarak, yanağını çukurlaştırarak mütemadiyen söylüyordu. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
gıdıklamak — i 1) Vücudun bazı yerlerine dokunarak ürperme veya gülerek kaçınma ile beliren bir sinir tepkisi uyandırmak 2) mec. Eğlendirici, hoşa giden sözler söylemek Evlenme yaşına girmiş kızları mütemadiyen koca lakırtısı ederek gıdıklar, toy genç… … Çağatay Osmanlı Sözlük
karaktersizlik — is., ği Güvenilir karakteri olmama durumu Karaktersizliklerini bütün dünyaya ilan için mütemadiyen yeni yeni cemiyetler kuruyorlar. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
sırnaşma — is. Sırnaşmak işi Yataktan kalktıktan sonra Emine ye mütemadiyen sırnaşması var ki buna, kadın hiç tahammül edemiyordu. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
ülkü — is. 1) Amaç edinilen, ulaşılmak istenen şey, ideal Millî birlik duygusunu mütemadiyen ve her türlü vasıta ve tedbirlerle besleyerek geliştirmek millî ülkümüzdür. Atatürk 2) İnsanı duyular dünyasının üstüne yükselten ve hiçbir zaman tam olarak… … Çağatay Osmanlı Sözlük