nasılsa

nasılsa
zf.
Herhangi bir sebeple veya bilinmeyen bir sebeple

Araba tam duracağı sırada nasılsa sol tekerlekler küçük bir hendeğin içine kaydı.

- O. C. Kaygılı

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужна курсовая?

Look at other dictionaries:

  • her nasılsa — beklenmeyen bir durumu belirtmek için kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • her — sf., Far. her Teklik adlara tamlayan görevinde getirilerek birer birer olarak, ... in hepsi anlamını veren söz Bir hafta, her gece çalışmak suretiyle hikâyesini bitirdi. H. E. Adıvar Birleşik Sözler her bir her biri hercai her daim her dem …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • muallak — sf., esk., Ar. muˁallaḳ 1) Asılmış, asılı 2) mec. Sonuca bağlanmamış, sürüncemede kalmış Komite mahkemesince verilip de nasılsa icra olunmayan muallak kararları yerine getirirdi. Ö. Seyfettin Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • mucize — is., din b., Ar. muˁcize 1) Peygamberlerin kendilerine inanmayan insanlara peygamberliklerini ispat etmek amacıyla Allah ın iznine bağlı olarak gösterdikleri olağanüstü olaylar, hâller, tansık 2) İnsanları hayran bırakan, tabiatüstü sayılan olay… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • alay etmek — bir kimsenin, bir şeyin, bir durumun, gülünç, kusurlu, eksik vb. yönlerini küçümseyerek eğlence konusu yapmak Mahmure abla, Süleyman ağanın üç karılı olduğunu nasılsa öğrenmiş, onunla alay eder dururdu. H. E. Adıvar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gam çekmek — tasalanmak, kaygılanmak, üzülmek Gam çekme güzel, nasılsa baharın sonu yazdır. F. N. Çamlıbel …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sürüp gitmek — eskiden olduğu gibi, eskiden nasılsa gene öyle olmak, öyle devam etmek Fakat bereket ki bu nevi duygular ancak masal ve romanlarda sürüp gider. R. N. Güntekin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • nasıl olmuşsa — her nasılsa Nasıl olmuşsa gece anam şişenin kırıldığının farkına varmamış. M. Ş. Esendal …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sırasına geçmek — (adam, insan ...) adam, insan denecek bir değeri yokken nasılsa öyle sayılmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gözden (veya gözünden) kaçmak — görülmemek, farkına varılmamak Nasılsa gözümden kaçmış... Demek sizi sıkmış ha... M. Ş. Esendal …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”