- sürüp gitmek
- eskiden olduğu gibi, eskiden nasılsa gene öyle olmak, öyle devam etmek
Fakat bereket ki bu nevi duygular ancak masal ve romanlarda sürüp gider.
- R. N. Güntekin
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Fakat bereket ki bu nevi duygular ancak masal ve romanlarda sürüp gider.
- R. N. GüntekinÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
gırla gitmek — 1) uzun sürmek, sürüp gitmek Park enikonu bir olay, tebrik ve övgüler gırla gidiyor. T. Buğra 2) bol bol ortaya dökülüp harcanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
çorap söküğü gibi gitmek (veya gelmek) — başlayan bir iş veya birbirine bağlı birçok iş arka arkaya ve kolayca sürüp gitmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
akmak — den, ar 1) Sıvı maddeler veya çok ince taneli katı maddeler bir yerden başka bir yere doğru gitmek Eskiden Sakarya, bu köprünün altından akarmış. S. F. Abasıyanık 2) Bu gibi maddeler aşağıya, yere düşmek Üstünden sular akıyor. 3) Sıvı bir madde… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sürmek — i, e, er 1) Yönetip yürütmek, sevk etmek 2) Devam etmek Yenilenmesine karar verilen Meclisin yetkileri, yeni Meclisin seçilmesine kadar sürer. Anayasa 3) Önüne katıp götürmek Koyunları sürmek. 4) Uzatmak, ileri doğru itmek Kahveyi ısıtıyor, suyu… … Çağatay Osmanlı Sözlük
tınlamak — nsz Tın sesi biraz sürüp gitmek, çınlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
temadi etmek — sürmek, uzamak, sürüp gitmek Bir zevk, bir lezzet temadi ederse artık fark olunmamaya başlar. H. C. Yalçın … Çağatay Osmanlı Sözlük
teselsül etmek — kesintisiz, zincirleme sürüp gitmek Gelip geçici dâhilerin, birbirinin ayağını kaydırarak teselsül ettiklerini gördük. Y. K. Beyatlı … Çağatay Osmanlı Sözlük
tevali etmek — arkası gelmek, sürüp gitmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
bacası tütmek — ailenin yaşamı sürüp gitmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
daim olmak — süredurmak, sürüp gitmek, devam etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük