- aşağı yukarı
- zf.
1) Bir baştan bir başa2) Tama yakın, yaklaşık olarak
Bu heykeli açmak için aşağı yukarı bir seneden beri münasip bir fırsat kollanıyordu.
- R. N. GüntekinAtasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Bu heykeli açmak için aşağı yukarı bir seneden beri münasip bir fırsat kollanıyordu.
- R. N. GüntekinÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
aşağı yukarı yürümek — bir baştan bir başa yürümek … Çağatay Osmanlı Sözlük
aşağı — is. 1) Bir şeyin alt bölümü, zir, yukarı karşıtı 2) Eğimli bir yerin daha alçak olan yeri 3) sf. Bir yere göre daha alçak yerde bulunan Aşağı katı, sakin ve daha sıcak olduğu için seçtik. A. Gündüz 4) sf. Bayağı, adi 5) sf., mec. Niteliği düşük,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yukarı — is. 1) Bir şeyin üst bölümü, fevk, aşağı karşıtı 2) mec. Yetkili kimse Emir yukarıdan, çaresiz kaldık. 3) sf. Benzerleri arasında üstte bulunan Yukarı kat. 4) sf., mec. Aşama, sınıf, makam bakımından ileride olan O bizden yukarı sınıftandı. 5) zf … Çağatay Osmanlı Sözlük
yukarı tükürsem bıyık, aşağı tükürsem sakal — aşağı tükürsem sakal, yukarı tükürsem bıyık … Çağatay Osmanlı Sözlük
aşağı (falan) yukarı — 1) (falan) bir kimsenin adının dilden düşürülmediğini, onun pek gözde olduğunu anlatan bir söz Adı erken yaşta şaire çıkmıştı. Şair aşağı, şair yukarı. H. Taner 2) (falan) bir hizmette çok kullanılan kişice, yakınma olarak kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
aşağı tükürsem sakal, yukarı tükürsem bıyık — iki karşıt ve aynı derecede sakıncalı durum karşısında karar verme zorluğunu anlatan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
beş aşağı beş yukarı — üç aşağı, beş yukarı … Çağatay Osmanlı Sözlük
üç aşağı beş yukarı — yaklaşık olarak, az bir farkla Üç aşağı beş yukarı anlaştık sayılır. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir aşağı bir yukarı — zf. amaçsız olarak gidip gelmeyi anlatan bir söz Karabibik tenha sokakta bir aşağı bir yukarı gezinmekteydi. N. Nâzım … Çağatay Osmanlı Sözlük
üç aşağı beş yukarı dolaşmak — kararsızlık içinde, düşünerek, bir karara varmaya çalışarak gezinmek … Çağatay Osmanlı Sözlük