- nedamet
- is., Ar. nedāmet
Pişmanlık
Gözlerime iki damla nedamet yaşı getirmek için dudaklarımı bütün kuvvetimle ısırıyordum.
- H. C. YalçınAtasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller- <
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
nedâmet — (A.) [ ﺖﻡاﺪﻥ ] pişmanlık. ♦ nedâmet getirmek pişman olmak … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
NEDAMET — (Nedm. den) Pişmanlık, nedâmet etmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
nedamet duymak (veya getirmek) — pişman olmak Ben şimdi nedamet getirdim. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
TENEDDÜM — (Nedâmet. den) Pişman olma, pişmanlık duyma, nedâmet etme … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
NADİM — Nedamet etmiş, pişman … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
bap — is., bı, esk., Ar. bāb 1) Kapı 2) Kitaplarda bölüm, başlık 3) Konu, husus Bir tanesi nedamet babında spikerin bize dediklerini bir daha tekrarladı. H. Taner 4) dbl. Arap dil bilgisinde mastar çeşitlerinden her biri … Çağatay Osmanlı Sözlük
getirmek — e 1) Gelmesini sağlamak Dün bir deri bir kemik hâlinde eve getirip bırakmışlar. R. N. Güntekin 2) de Bir şeyi yanında veya üstünde bulundurmak 3) i Erişmek veya eriştiğini sanmak Baharı getirdik. 4) nsz İleri sürmek Örnek getirmek. 5) nsz Sebep… … Çağatay Osmanlı Sözlük
pişmanlık — is., ğı Pişman olma durumu, nedamet Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller … Çağatay Osmanlı Sözlük
kızılmak — yaptığı suça bir daha dönmemek üzere ceza görmek, nedamet etmek, k ıyılmâk. II, 135, 200 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
ARMAN — f. Hasret, özleyiş, özleme. * Nedâmet, pişman olma. * Eseflenme, teessüf. * Sıkıntı, rahatsızlık, zahmet … Yeni Lügat Türkçe Sözlük