lazım — sf., Ar. lāzim 1) Gerek, gerekli Yaratıcı hamleler yapmak isteyen bir millet için mutlaka bir şeye inanmak lazım. O. S. Orhon 2) dbl., esk. Geçişsiz Birleşik Sözler neme lazım Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller … Çağatay Osmanlı Sözlük
neme gerek — is., ği Neme lazım … Çağatay Osmanlı Sözlük
ne — 1. Türk alfabesinin on yedinci harfinin adı, okunuşu 2. zm., yi 1) Hangi şey 2) Her şey Ne görse ister. Kimin nesi varsa. Ne isterse yapar. 3) Birçok şey Neler söylüyor? İnsan aklı neler keşfediyor? 4) sf. Hangi Güzel heykel, ne yandan bakarsan,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yabancı — sf. 1) Başka bir milletten olan, başka bir milletle ilgili olan (kimse), bigâne, ecnebi Bu toprak bizimdir, içinde yabancının işi yok. R. E. Ünaydın 2) Aileden, çevreden olmayan (kimse veya şey), özge Ben, yabancı bir adam, neme lazım, hiç sesimi … Çağatay Osmanlı Sözlük
lastik gibi — 1) çevik Neme lazım lastik gibi kaleci. H. Taner 2) az pişmiş, sert (et) … Çağatay Osmanlı Sözlük
gözü (veya gözleri) üstünde (kalmak) — 1) kıskançlık sebebiyle herkesin ilgisini çekmek O, dükkânı sana vereyim dedi, ben istemedim. Neme lazım, bin kişinin gözü üstünde kalacak. M. Ş. Esendal 2) herkesin dikkatini çekmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
gerek — sf., ği 1) Bir şeyin yapılabilmesi veya olabilmesi ona bağlı olan, lazım Mecnunlara Leyla gerek, bana seni gerek seni. Yunus Emre 2) is. İcap ... millî güvenlik gereklerinin ihlal edilmesi ... hâlinde belirli bir toplantı ve gösteri yürüyüşünü… … Çağatay Osmanlı Sözlük