- neredeyse
- zf.
1) Hemen hemen
Arabacım neredeyse donmak üzereydi.
- K. Hulûsi2) Kısa bir süre içindeNeredeyse gelecek.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Arabacım neredeyse donmak üzereydi.
- K. HulûsiNeredeyse gelecek.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
ağlamaklı olmak — neredeyse ağlayacak duruma gelmek, ağlamalı olmak Biz zayıf insanlar, yabancı bir yerde ağlamaklı oluyoruz. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
ha bugün ha yarın — neredeyse, kısa bir süre içinde Ha bugün ha yarın gelecek, diye bekliyorlar … Çağatay Osmanlı Sözlük
akşama sabaha — zf. Neredeyse, pek yakında, kısa bir süre içinde Azıcık ağır davransak kadın bizi akşama sabaha kapı dışarı atacak. H. R. Gürpınar … Çağatay Osmanlı Sözlük
az daha — zf. Az kalsın, neredeyse Kendini güler yüzle karşılayan hanımefendiyi az daha tanıyamayacaktı. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
bebe — is., hlk. Bebek, küçük çocuk Neredeyse bebe iskemlesine oturtup kaşıkla mama yedireceksiniz. R. H. Karay Birleşik Sözler bebe aspirini beberuhi … Çağatay Osmanlı Sözlük
çatlamak — nsz 1) Parçaları ayrılıp dağılmayacak biçimde yarılmak Bardak çatladı. 2) Bir yüzeyde kırışıklar, çizgiler oluşmak Meşin ciltlerin çoğu kıvrılmış, bir kısmı da arkalarından çatlamıştı. A. H. Tanpınar 3) mec. Aşırı yemekten, içmekten, yorgunluktan … Çağatay Osmanlı Sözlük
ha ... ha ... — bağ. Neredeyse, hemen yakında Ha koptu ha kopacak. Ha geldi ha gelecek. Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller ha bugün ha yarın ha Hoca Ali ha Ali Hoca … Çağatay Osmanlı Sözlük
handiyse — zf., hlk. Yakın zamanda, neredeyse, hemen hemen Bomboş, tamtakır konuşmalara ve duygusuz duyumsayışlara romanında handiyse özellikle yer veriyordu. S. İleri … Çağatay Osmanlı Sözlük
iyice — sf. 1) İyiye yakın İyice bir ev. 2) zf. Çok, neredeyse tamamen Şapkası iyice yana yıkılmıştı. Ç. Altan 3) zf. Gereği gibi … Çağatay Osmanlı Sözlük
kımıltısızlık — is., ğı Kımıltısız olma durumu Neredeyse bir heykel kımıltısızlığıyla hiç ses çıkarmadan öylece oturuyordu. M. Mungan … Çağatay Osmanlı Sözlük