- nispet
- is., Ar. nisbet
1) Oran
Zira melal devri uzadığı nispette teheyyüç kuvvetli ve devamlı oluyor.
- R. H. Karay2) Bağıntı, ilgi, ilinti3) zf. Kıskandırmak veya üzmek içinBunu bana nispet yapıyor.
4) hlk. Birini üzmek için veya inat olsun diye yapılan işBirleşik SözlerAtasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller- <
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
nispet i'si — is., dbl. Nispet eki … Çağatay Osmanlı Sözlük
nispet eki — is., dbl. Sıfat yapmak üzere adlara getirilen ek, nispet i si, yayınispi Askerî, ilmî, resmî … Çağatay Osmanlı Sözlük
nispet vermek (veya yapmak) — karşısındakini kızdırmak için ona gösteriş yapmak Yolun ortasında bir kolunu belime dolayarak bana şöylece nispet vermesin mi? O. C. Kaygılı … Çağatay Osmanlı Sözlük
nispet etmek — eşit tutmak, oranlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
nispet kabul etmemek — eşit tutmamak, oranlamamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
aldırmak — nsz 1) Alma işini yaptırmak Söyledim, söyledim, bir urgan aldıramadım. N. Cumalı 2) i, e Getirtmek Ne yaptı yaptı, nişanlısını oraya aldırdı. C. Uçuk 3) Vücuttan herhangi bir parçayı veya organı sağlık sebebiyle çıkarttırmak Bademcik aldırmak.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ek — is. 1) Bir şeyin eksiğini tamamlamak için ona katılan parça Yazının ekleri. 2) Bir gazete veya derginin günlük yayımından ayrı ve ücretsiz olarak verdiği parça, ilave Gazetenin haftalık sanat ve edebiyat eki. 3) Sonradan katılan, dikilen,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
nispetçi — is. Nispet vermek huyu olan kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
oran — is. 1) Büyüklük, nicelik, derece bakımından iki şey arasında veya parça ile bütün arasında bulunan bağıntı, nispet Dini, dili ne olursa olsun her insan doğup büyüdüğü, ekmeğini kazandığı toprak üstünde korkusuz, güven altında yaşadığı oranda… … Çağatay Osmanlı Sözlük
öç — is., cü Kötü bir davranış veya sözü cezalandırmak için kötülükle karşılık verme isteği ve işi, intikam Bunda da biraz öç, biraz nispet, biraz kurum arzusu vardır. A. Gündüz Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller … Çağatay Osmanlı Sözlük