nükteli

nükteli
sf.
Nükte ile süslenmiş, nüktesi olan, esprili

Hazırcevap ve nükteli sözler söylemek şöhretini kazanmış.

- A. Ş. Hisar

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем решить контрольную работу

Look at other dictionaries:

  • nükte yapmak — nükteli söz söylemek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • espri yapmak — nükteli, şakalı söz söylemek Anlattığı fıkralarla yaptığı esprilere kendi asla gülmezdi. Ç. Altan …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • NÜKTEDÂR — f. Nükteli söz söyleyen. Nükteli konuşan …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • NÜKTEGU — f. Nükteli konuşan, nükteli söz söyleyen …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • NÜKTEGUYÎ — f. Nükteli konuşma. Nükteli söz söyleme …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • NÜKTEPERDAZ — (C.: Nükteperdâzân) f. Nükteli söz söyleyen, nükteli konuşan …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • ZARİF(E) — Zarafetli. İnce ve nâzik tavırlı. Güzel. Şık. İnce nükteli. * İnce nükteli ve güzel tâbirlerle konuşan …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • dalkavuk — is., ğu 1) Kendisine çıkar sağlayacak olanlara aşırı bir saygı ve hayranlık göstererek yaranmak isteyen kimse, şaklaban, yağcı, yalaka, yağdanlık, yalpak Bunları yaparken hiçbir zaman kendini dalkavuk vaziyetine düşürmez. R. N. Güntekin 2) tar.… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • fıkra — is., ed., Ar. fiḳra 1) Kısa ve özlü anlatımı olan, nükteli, güldürücü hikâyecik, anekdot Nasrettin Hocanın hemen bütün fıkraları insanla vicdan arasındaki münasebete ilişkindir. B. Felek 2) ed. Gazete veya dergilerde gündelik konuları bir görüş… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • mazmun — is., esk., Ar. mażmūn 1) Anlam, kavram 2) ed. Divan edebiyatında bazı kavramları dolaylı anlatmak için kullanılan nükteli ve sanatlı söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”