obur

obur
sf.
Gereğinden çok yemek yiyen, doymak bilmeyen (kimse)

Kendi derecesinde olmamakla beraber o da hatırı sayılan oburlardan.

- R. N. Güntekin
Birleşik Sözler

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужно решить контрольную?

Look at other dictionaries:

  • öbür — sf. Öteki, diğer Tünelin öbür ucunda tekrar ufak tefek ışıklar belirmişti. R. N. Güntekin Birleşik Sözler öbür dünya öbür gün …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • obur — (Lənkəran) parça, tikə. – Səkinə, bi obur balığ verərsə:n? …   Azərbaycan dilinin dialektoloji lüğəti

  • öbür dünya — is., din b. Ahiret Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller öbür dünyayı boylamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • öbür gün — zf. Yarından sonraki gün Annem öbür gün kendi kendine gidiyor. R. N. Güntekin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • öbür dünyayı boylamak — ahireti boylamak O rahmetli katırın yerine ben öbür dünyayı boylardım. O. C. Kaygılı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bir kulağından girip öbür kulağından çıkmak — söylenen söze önem vermemek Fakat bütün bu sözler benim bir kulağımdan girip öbür kulağımdan çıkıyordu. Y. K. Karaosmanoğlu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yarın öbür gün — ileride, yakın bir zamanda …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dünyanın öbür ucu — çok uzak yer …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bir (veya sağ) elinin verdiğini öbür (veya sol) elin duymasın — yapılan bir iyilik gizli tutulmalı, onunla övünülmemelidir anlamında kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bir elle verdiğini öbür elle almak — yapar göründüğü bir iyiliği, sağladığı bir çıkarla ödetmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”