- öbür gün
- zf.
Yarından sonraki gün
Annem öbür gün kendi kendine gidiyor.
- R. N. Güntekin
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Annem öbür gün kendi kendine gidiyor.
- R. N. GüntekinÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
öbür — sf. Öteki, diğer Tünelin öbür ucunda tekrar ufak tefek ışıklar belirmişti. R. N. Güntekin Birleşik Sözler öbür dünya öbür gün … Çağatay Osmanlı Sözlük
gün — is. 1) Güneş Gün biraz yükselince ıssı bir sıcak kırları kapladı. M. Ş. Esendal 2) Güneş ışığı 3) Gündüz Güneş, bütün gün enselerinde boza pişirmiş. H. Taner 4) Yer yuvarlağının kendi ekseni etrafında bir kez dönmesiyle geçen 24 saatlik süre Kız… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yarın öbür gün — ileride, yakın bir zamanda … Çağatay Osmanlı Sözlük
yarın — is. 1) Bugünden sonra gelecek ilk gün Yarın paydosu biraz erken çalarız, ödeşiriz. H. Taner 2) Gelecek, ilerideki zaman İnsan daima yarını düşünmeli. 3) zf. Bugünden sonra gelecek ilk günde Yarın geleceğim. Birleşik Sözler bugün yarın Atasözü,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
konmak — 1. e, ar 1) Kuş, kelebek, uçak, toz vb. bir yere inmek Bir bülbül gelip konmuştu havuzun kıyısına. Ç. Altan 2) Yolculukta geceyi geçirmek için bir yerde kalmak, konuk olmak 3) Kısa bir süre için bir yere yerleşmek, bir yeri yurt edinmek 4) mec.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
maymunlaştırmak — i Maymun davranışları ile hareket ettirmek İnsanları o kadar maymunlaştırdınız ki yarın, öbür gün Afrika ve Amerikan ormanlarının birinde maymun medeniyeti zuhur edeceği ihtimali önünde insanın düşüneceği geliyor. H. R. Gürpınar … Çağatay Osmanlı Sözlük
savsaklamak — i Belirli bir sebebi olmaksızın bir işi isteyerek geri bırakmak, geciktirmek, umursamamak, ertelemek, sallamak, ihmal etmek Yarın giderim, öbür gün giderim diye savsaklayıp duruyor. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
düşünüp (veya düşünmek) taşınmak — konuyu bütün yönleriyle inceleyip ona göre davranmak, iyice düşünmek Düşünün taşının, yarın öbür gün cevap ve imza bekliyoruz. R. E. Ünaydın … Çağatay Osmanlı Sözlük
kurşun atmak — 1) silahla mermi atmak Yarın, öbür gün Arap çeteleri ile sarılacaksınız, Peygamberin yeşil kubbesine kurşun atacaklar. F. R. Atay 2) mec. düşmanlık etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir — is. 1) Sayıların ilki 2) Bu sayıyı gösteren 1, I rakamlarının adı 3) sf. Bu sayı kadar olan Bir kalem. 4) sf. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı) Bir adam sizi arıyor. 5) sf. Tek Allah birdir. 6) sf. Beraber Hep biriz, ayrılmayız … Çağatay Osmanlı Sözlük