- aşındırmak
- -i
1) Aşınma işine uğratmak2) mec. Bir yere çok gidip gelmek
Mahkeme kapılarını aşındırdı.
3) kim. Cisimlerin aşınmasına yol açmak
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Mahkeme kapılarını aşındırdı.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
eşiğini aşındırmak — işini yaptırmak için bir yere çok gidip gelmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kapısını aşındırmak — (birinin) yanına çok sık gitmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
gide gele yola aşındırmak — kız istemeye çok gidip gelmek … Beypazari ağzindan sözcükler
aşındırma — is. Aşındırmak işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
eğelemek — i Eğe ile düzleştirmek, aşındırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
eşik — is., ği 1) Kapı boşluğunun alt yanında bulunan alçak basamak Sofaya açılan kapının eşiğine gelmişti. T. Buğra 2) Kapı ağzında basamağın konulabileceği yer Adımlarını eşikten atarken saraydan ne vakit ve ne duygularla çıkacaklarını kendileri de… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kapı — is. 1) Bir yere girip çıkarken geçilen ve açılıp kapanma düzeni olan duvar veya bölme açıklığı 2) Bu açıklıktaki açılıp kapanan kanat Evlerin kapılarında kocaman yeşil bronz tokmaklar vardı. S. F. Abasıyanık 3) Tavla oyununda iki pul üst üste… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kemirmek — i 1) Sert bir şeyi dişleriyle azar azar koparmak Küçük bir fare bir şeyler kemiriyor. S. F. Abasıyanık 2) Aşındırmak, yemek Demiri pas kemiriyor. 3) mec. Bir şeyin içine işleyerek onu harap etmek İşte birkaç zamandır beynimi kemiren şüphe: Ben… … Çağatay Osmanlı Sözlük
üzmek — i, er 1) Üzüntü vermek Onu biraz üzerim ama zekâsına da bayılırım. S. F. Abasıyanık 2) Bir şeyi gerip çekerek gevşetmek, sürterek aşındırmak Odunlar eşeğin sırtını üzüyordu. Halikarnas Balıkçısı … Çağatay Osmanlı Sözlük
yemek — 1. is., ği 1) Yemek yeme, karın doyurma işi Yemekten sonra gocuğuna sarar yatırırdı beni. N. Cumalı 2) Yenmek için pişirilip hazırlanmış yiyecek, aş, taam 3) Günün belli saatlerinde yenilen besin Yemek ya kahvaltıda ya da yemekte yenir. Arada bir … Çağatay Osmanlı Sözlük