ölümsüz — sf. 1) Hiçbir zaman ölmeyecek olan, ebedî, layemut Nerede o süngü takmış birliğinin önünde ölümsüz gibi saldıran genç subay? A. İlhan 2) Hiç unutulmayacak, daima anılacak olan, ebedî … Çağatay Osmanlı Sözlük
olumsuz cümle — is., dbl. Yüklemi olumsuzluk kavramı veren cümle, olumsuz tümce: Çocuk hasta değilmiş. Parası yok. Gelmezseniz biz de gitmeyiz gibi … Çağatay Osmanlı Sözlük
olumsuz eylem — is., dbl. Olumsuz fiil … Çağatay Osmanlı Sözlük
olumsuz fiil — is., dbl. Olumsuzluk kavramı veren fiil, olumsuz eylem: Söylememeliydi, hastalanmaz, gelmeyince, yorgun değildir gibi … Çağatay Osmanlı Sözlük
olumsuz tümce — is., dbl. Olumsuz cümle … Çağatay Osmanlı Sözlük
tam adamına çatmak — olumsuz bir davranış ve tutum içinde bulunan kimseyle karşı karşıya gelmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
tepki çekmek — olumsuz, sert bir eleştiriyle karşı karşıya kalmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
aksiliği üstünde (olmak) — olumsuz davranış içerisinde (olmak) Hacı Ömer in bütün aksiliği üstündeydi. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
acı söylemek — olumsuz bir davranış karşısında gerçeği olduğu gibi söylemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kelle koparmak — olumsuz ve başarısız bir durum sonunda işe, göreve son vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük