- ölümsüz
- sf.
1) Hiçbir zaman ölmeyecek olan, ebedî, layemut
Nerede o süngü takmış birliğinin önünde ölümsüz gibi saldıran genç subay?
- A. İlhan2) Hiç unutulmayacak, daima anılacak olan, ebedî
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Nerede o süngü takmış birliğinin önünde ölümsüz gibi saldıran genç subay?
- A. İlhanÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
olumsuz — sf. 1) Yapıcı ve yararlı olmayan, hiçbir sonuca ulaşmayan, gözetilen amaca veya beklenilene uygun olmayan, menfi, negatif 2) Onaylamayan, kabul etmeyen, aleyhte olan 3) mec. Davranışları beğenilmeyen, yıkıcı düşünceleri olan, zararlı, menfi İnsan … Çağatay Osmanlı Sözlük
olumsuz cümle — is., dbl. Yüklemi olumsuzluk kavramı veren cümle, olumsuz tümce: Çocuk hasta değilmiş. Parası yok. Gelmezseniz biz de gitmeyiz gibi … Çağatay Osmanlı Sözlük
olumsuz eylem — is., dbl. Olumsuz fiil … Çağatay Osmanlı Sözlük
olumsuz fiil — is., dbl. Olumsuzluk kavramı veren fiil, olumsuz eylem: Söylememeliydi, hastalanmaz, gelmeyince, yorgun değildir gibi … Çağatay Osmanlı Sözlük
olumsuz tümce — is., dbl. Olumsuz cümle … Çağatay Osmanlı Sözlük
tam adamına çatmak — olumsuz bir davranış ve tutum içinde bulunan kimseyle karşı karşıya gelmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
tepki çekmek — olumsuz, sert bir eleştiriyle karşı karşıya kalmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
aksiliği üstünde (olmak) — olumsuz davranış içerisinde (olmak) Hacı Ömer in bütün aksiliği üstündeydi. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
acı söylemek — olumsuz bir davranış karşısında gerçeği olduğu gibi söylemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kelle koparmak — olumsuz ve başarısız bir durum sonunda işe, göreve son vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük