- ortalık
- is., -ğı
1) Bulunulan yer, çevre
Ortalık karanlık, bizi kimse görmez, merak etme.
- P. Safa2) İçinde bulunulan, yaşanılan ev, oda vb. yerArtık benim gündelikle çamaşıra, ortalık temizlemeye gitmeden başka çare kalmadı.
- H. E. Adıvar3) Yeryüzünün görünen bölümü, çevre, etrafOrtalıkta güneş olmadığı, hava yine bulutlu olduğu hâlde, tatlı bir aydınlık vardı.
- S. F. Abasıyanık4) Soyut anlamda yaşanan ortamBu neşe ortalığa sirayet etti.
- P. SafaBirleşik SözlerAtasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller- <
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
ortalık ağarmak — sabah olmaya başlamak Bu akşamki gerçek, ortalık ağarmadan tersine döner. F. R. Atay … Çağatay Osmanlı Sözlük
ortalık düzelmek — toplum içindeki karışıklık yok olmak, tedirginlik kalmamak, maddi durum düzelmek Ben de ödünç para bulsam hiç düşünmeden alırım. Ortalık elbet düzelir, öderim. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
ortalık kararmak — akşam olmak O gün ortalık kararırken eve iki sivil memur girmiş. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
ortalık yer — is. Göz önünde olan, açıklık alan … Çağatay Osmanlı Sözlük
ortalık karışmak — toplumda veya devletler arasında düzensizlik baş göstermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ortalık yatışmak — toplum içindeki düzensizlik ve kargaşa sona erip düzenli yaşayış yeniden başlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
karanlık kesilmek — ortalık birdenbire kararmak Gece kandili birdenbire sönmüş, oda zifirî karanlık kesilmişti. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
tozdan dumandan ferman okunmamak — ortalık çok karışık olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
koşarta — ortalık, arkadaş, hatun … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağarmak — nsz 1) Beyazlaşmak Sakalı ağardı fakat gönlü kocamadı. N. Nâzım 2) Rengi solmak 3) Şafak sökmek Bir gün ortalık ağarmadan Kadıköy den vapura bindim. N. Ataç Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller ağaran baş, ağlayan göz gizlenmez … Çağatay Osmanlı Sözlük