oturaklı

oturaklı
sf.
1) Sağlam, gösterişli

Çoğu dört köşe, kalın, oturaklı olan Arap üslubu minareler o ruhaniliği vermez.

- R. H. Karay
2) Yerinde sağlam duran
3) Yerinde ve sırasında söylenen, çarpıcı (söz)
4) mec. Saygı uyandıran, ağırbaşlı (kimse)

Seçmenleriniz sizin daha bir oturaklı, daha bir ağırbaşlı, daha bir ölçülü olmanızı isterler.

- H. Taner

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужна курсовая?

Look at other dictionaries:

  • hanım hanımcık — sf., ğı 1) Oturaklı davranışları olan (kadın veya kız) 2) zf. Oturaklı bir biçimde Kaynanam rahat vermiyor ki evimde hanım hanımcık oturayım. S. Birsel …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • oturaklılık — is., ğı Oturaklı olma durumu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ağır durmak — ciddi, ağırbaşlı, oturaklı, soğukkanlı hareket etmek Devlet adamlarının ileri gelenleri böyle sözlere karışmaz, ağır dururlar. M. Ş. Esendal …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • HADIYD — (Hazîz) Oturaklı, mütemekkin, yer. * Dağ eteği. Zir. Alçak yer. * Koz: Ayın veya başka bir seyyarenin mahreki üzerinde dünyaya en yakın bir mesafede bulunan nokta. Dünya ile diğer seyyarelerin güneşin merkezinden en uzak oldukları bir nokta …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • KADIRGA — Buharlı gemilerin icadından evvel kullanılan harp gemilerinden biri. Kürek ve yelkenle kullanılırdı. Kadırgalar 25 oturaklı idi ve her küreği dörder adam tarafından çekilirdi. (O.T.D.S …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • KARAR — Değişmez hâle gelmek. * Sabit ve sakin olmak. * Ne az ne çok olan tam ölçü. Ölçülülük. * Gitmeyip kalmak. * Oturaklı yer. Sâkin olacak yer. * Anlaşılan ve sabit hâle gelen son karar sözü. * Mahkemece verilen son söz ve neticeye bağlama. *… …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”