- ateş
- is., Far. āteş
1) Yanıcı cisimlerin tutuşmasıyla beliren ısı ve ışık, od, nâr
Uygarlık ateşten doğmuştur.
2) Tutuşmuş olan cisim3) Isıtmak, pişirmek için kullanılan yer veya araçYemeği ateşten indirdim.
4) Patlayıcı silahların atılmasıTop ateşi geceye kadar sürdü.
5) Vücut ısısıAteşi kırktan aşağıya düşmezdi.
- S. F. Abasıyanık6) mec. Öfke, hırs, hınçFırlayıp ayağa kalkmış, bir duvara yaslanarak ateş fışkıran gözlerle onu seyre başlamıştı.
- T. Buğra7) mec. CoşkunlukNejat Efendi'nin çalışında Peregrini'nin ihtirası, ateşi yoktu.
- H. E. Adıvar8) mec. Tehlike, felaketKendinizi ateşe atıyorsunuz.
9) mec. Büyük üzüntü, acıİçimin ateşi hiç küllenmedi. Seneler geçtikçe daha alevleniyor. Evlat acısı bu ...
- H. R. GürpınarBirleşik Sözler- ateşkesAtasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller- ateş!
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.