- övücü
- sf.
Öven (kimse veya şey)
Bir romanın üzerine övücü saptayımlarda bulunmasına sevindim.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Bir romanın üzerine övücü saptayımlarda bulunmasına sevindim.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
ovucu — is. Ovan, masajçı … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti
koltuklama — is. 1) Koltuklamak işi 2) Yaranmak için birine söylenen övücü söz, kompliman … Çağatay Osmanlı Sözlük
koltuklanmak — nsz Övücü sözlerle koltukları kabartılmak, pohpohlanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
masör — is., Fr. masseur Erkek masajcı, ovucu … Çağatay Osmanlı Sözlük
masöz — is., Fr. masseuse Bayan masajcı, ovucu … Çağatay Osmanlı Sözlük
övücülük — is., ğü Övücü olma durumu … Çağatay Osmanlı Sözlük
piyaz — is., Far. piyāz 1) Haşlanmış kuru fasulyenin üzerine ince doğranmış, tuzla ovulmuş soğan ve maydanoz katıldıktan sonra zeytinyağı, sirke dökülerek yapılan fasulye salatası 2) Kebap, ızgara köfte, balık vb.nin yanına katılan, ince doğranmış ve… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sitayişkâr — sf., esk., Far. sitāyişkār Övücü, öven … Çağatay Osmanlı Sözlük
takriz — is., ed., Ar. taḳrīż Övme, övüş, bir eserin başına konulan yetkili bir kimsenin yazdığı, övücü tanıtma yazısı, beğence … Çağatay Osmanlı Sözlük
na't — (A.) [ ﺖﻌﻥ ] 1. övme. 2. Hz. Muhammed i övücü şiir … Osmanli Türkçesİ sözlüğü