Topraklar üzerinde gelmiş geçmiş eski insancıl kalıtını özümlemişti.
- N. CumalıÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
özümleme — is., biy. 1) Özümlemek işi, yapım, temessül, temsil, asimilasyon, anabolizma, yadımlama karşıtı 2) mec. Edinilmiş bilgileri kendi öz malı durumuna getirme Birleşik Sözler özümleme dokusu … Çağatay Osmanlı Sözlük
özümlenme — is., biy. 1) Besini özümlemek işi 2) mec. Edinilen olan bilgilerin bireyin öz malı durumuna gelmesi … Çağatay Osmanlı Sözlük
özümsemek — i Özümlemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
temsil etmek — 1) hak ve görev bakımından bir kimse veya topluluğun adına davranmak 2) bir eseri sahnede oynamak Ayağa kalktı, ezberlediği bir sahneyi temsil etti. P. Safa 3) belirgin özellikleriyle yansıtmak, sembolü olmak Sizin temsil ettiğiniz zümre bu… … Çağatay Osmanlı Sözlük
temessül etmek — 1. cisimlenmek. 2. benzeşmek. 3. özümlemek … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
