- rastlaşmak
- nsz, -le
1) Birbiriyle karşılaşmak, birbirine rastlamak, tesadüf etmek
Rastlaştığımız her Allahın kulu bir selama değer, çıkarımız olmasa da.
- H. Taner2) Aynı zamanda olmak, üst üste gelmek
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Rastlaştığımız her Allahın kulu bir selama değer, çıkarımız olmasa da.
- H. TanerÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
görmek — i, ür 1) Göz yardımıyla bir şeyin varlığını algılamak, seçmek Merdivenin başındaki paravanın arkasında garip bir sahne gördüm. A. Gündüz 2) Anlamak, kavramak, sezmek Türk iradesinin ne demek olduğunu da sen göreceksin. R. E. Ünaydın 3) Yanına… … Çağatay Osmanlı Sözlük
karşılaşmak — le 1) Karşı karşıya gelmek, rastlaşmak Terdit, yazıda beklenmedik bir sonuçla karşılaşmak demektir. Ç. Altan 2) nsz, sp. İki sporcu veya iki takım yarışmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
rastlaşma — is. Rastlaşmak işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
önüne çıkmak — 1) rastlaşmak, karşılaşmak, karşısına çıkmak 2) mec. ilk defa görmek, yüz yüze gelmek Kim olursa olsun önüme çıkanla yeniden evleneceğim. S. F. Abasıyanık 3) yolunu kesmek için birdenbire karşı durmak Kasabaya kömür indiren dağ köylülerinin… … Çağatay Osmanlı Sözlük