dengeyi sağlamak — iki kişi, durum veya olay arasında orta yolu bulmak, uyum sağlamak İnsan başka türlü düşünmez: aklına danışır, duygularını dinler, ikisi arasında dengeyi sağlayacak bir yol bulmaya çalışır. A. Erhat … Çağatay Osmanlı Sözlük
ahenk sağlamak — düzene sokmak, birliği sağlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
mutabakat sağlamak — anlaşmak, uzlaşmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
olanak sağlamak — bir işin olmasına elverişli ortamı hazırlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
otorite sağlamak (veya temin etmek) — yetki kurmak veya yetki sahibi olmak Reisleri de tam bir otorite temin etmiş olduğunu her vesile ile belli ediyordu. E. İ. Benice … Çağatay Osmanlı Sözlük
nafaka sağlamak — geçinecek kadar para temin etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
görüş birliği sağlamak — aynı görüş ve düşüncede birleşmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
KUMUDD — Sağlamak, sert, katı. * Uzun, tavil … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
yetiştirmek — i, e 1) Birini, bir şeyi gitmekte veya gitmek üzere olan bir kimse veya şeye ulaştırmak, ulaşmasını sağlamak 2) Vaktinde hazır olmasını sağlamak, tamamlamak, bitirmek Kitabı önümüzdeki aya yetiştireceğim. 3) Birini gerekli bir iş için tam… … Çağatay Osmanlı Sözlük
almak — i, ır 1) Bir şeyi elle veya başka bir araçla tutarak bulunduğu yerden ayırmak, kaldırmak Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı. N. Cumalı 2) i, den Bir şeyi veya kimseyi bulunduğu yerden ayırmak Çocuğu okuldan aldı. 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük