Vücudu o kadar narindi ki hafif rüzgârlarla sallanan salkım söğütler gibi oradan oraya salınıyor.
- S. F. Abasıyanıkİlaçlar yazıldı. Eczaneye adam salındı. Hekime kahve pişti, getirildi.
- M. Ş. EsendalÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
salınmak — her yana temayül olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
salınmak — sarkmak II, 154 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
dökülmek — nsz 1) Dökme işi yapılmak veya dökme işine konu olmak Tepesinden saçları bir hayli dökülmüştü. S. F. Abasıyanık 2) Kumaş dökümlü olmak 3) Bir işi, bir konuyu ele alış biçiminde değişiklik olmak 4) e Düşmek Bizim motor ikiye bölünüp suya… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kırınmak — nsz 1) Yürürken salınmak 2) hlk. Oynamak, raksetmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
salınma — is. Salınmak işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
bel kırmak — kırıtmak, salınmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yayılmak — ırgalanmak, yayılmak, salınmak I, 412; III, 108, 191,192bkz:yadılmak,yazılmak … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
