açıktan açığa — zf. Belirgin olarak, göz göre göre Nedense ona açıktan açığa çıkışmaya cesaret edemiyordu. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
açıktan atama — is. Derece ve belli bir sıra gözetilmeksizin yapılan atama, açıktan tayin … Çağatay Osmanlı Sözlük
açıktan tayin — is. Açıktan atama … Çağatay Osmanlı Sözlük
açıktan almak — den. 1) açıktan geçmek 2) bir tehlikenin uzağından geçmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
açıktan geçmek — gemi kıyıdan veya diğer taşıtlardan uzak olarak seyretmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
açıktan (para) kazanmak — emek ve sermaye olmadan para kazanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
açıktan para almak — bir iş veya mal için, kararlaştırılmış ücret veya değer dışında para almak … Çağatay Osmanlı Sözlük
BİLBEDAHE — Açıktan. Aşikâr olarak. Meydanda olarak. Besbelli.(...Hem şu âlemin Sâni i Zülcelal i bütün güzel masnuatiyle kendini zişuur olanlara tanıttırması ve kıymetli nimetler ile kendini onlara sevdirmesi bizzarure onun mukabilinde, zişuur olanlara… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
CEHREN — Açıktan, alenen … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
FÂSIK-I MÜTECÂHİR — Açıktan açığa kimseden sıkılmadan günah işleyen. İşlediği günah ile övünen günahkâr kimse. (Böylelerin aleyhinde konuşmak gıybet sayılmaz … Yeni Lügat Türkçe Sözlük