sancımak

sancımak
nsz
Sancı vermek, ağrımak

Gözlerimin kökü kazılıyor gibi sancıyor.

- S. M. Alus

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужно решить контрольную?

Look at other dictionaries:

  • balkımak — nsz, hlk. 1) Parlamak, parıldamak 2) Şimşek çakmak 3) Su halkalanmak, dalgalanmak 4) Organ, kesik kesik ağrımak, sancımak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • burmak — i, ar 1) Bir şeyi iki ucundan tutup ekseni etrafında ters yönlere çevirerek bükmek Bazı sıkı zamanlarda öyle olur ki sırtımdan çıkan gömleği elimde burup sıktığım zaman, tekneden çıkmış çamaşır gibi zırıl zırıl su akar. R. N. Güntekin 2) İğdiş… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • burulmak — nsz 1) Ekseni çevresinde döndürülmek 2) Sancımak, ağrımak Bağırsaklarım buruluyor. 3) e, mec. Alınarak küskünlük göstermek, gücenmek Yavere burulduğumu sezdirmeden başka bir laf açtım. R. H. Karay …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sancıma — is. Sancımak işi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tutmak — i, ar 1) Elde bulundurmak, ele almak Kucağında kundaklı bir çocuk tutuyordu. Ö. Seyfettin 2) Ele geçirmek, yakalamak Evvela bu terbiyesiz köpeği tuttu, bağladı. Ö. Seyfettin 3) Avlamak Dalyan işletiyorum, tuttuğumuz balığı tekrar denize döküyoruz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • zonklamak — nsz Vücudun bir yeri nabız atışı gibi, kesik kesik ağrımak veya sancımak Dişlerini sıkmış, şakakları zonkluyor, alnında yağlı ve kınalı ter damlacıkları. A. İlhan …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sançışmak — birbirine hançer, bıçak gibi şeyler saplamak, birbirine sancımak; birbirlyle savaş yapmak II, 217 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”